Bir alışveriş kişisel bir karar olmalı. Sahip olduğu bir şeyi başkasına vermek, mal sahibinin kendi gönüllü seçimiyle gerçekleşmeli. Bunun mümkün olabilmesi için, birey malı üzerinde koşulsuz şartsız sahipliğe erişmeli. Gerçek sahiplik için, kişi ve varlık, ikisi de sansüre dayanıklı olmalı. Sansüre dayanıklılık içinse, gizlilik ve özgürlüğün her ikisi de gerekli.
Birey için gizlilik, başkalarının seni ayırt edememeleri, ve bu sebeple de seni gönüllü olmadığın bir eylemi gerçekleştirmeye zorlayamamalarıdır. Özgürlükse, başkaları seni özgür iradenden alıkoymak istedikleri zaman, serbest şekilde orayı terk edebilmek, hareket edebilmektir.
Varlık için gizlilik, alışverişini kimsenin geriye doğru takip ederek senin izini bulamamasıdır. Aksi takdirde ilk tanımlarımızdaki durumlar sağlanmamış olur. Özgürlükse, özemanet sahibi olabilmek, ve böylece başkasının senin varlığına sahip olmadan da onu harcayıp kullanabilmelerinin önüne geçmek demektir.
Bu tanımladığımız özellikleri kaybedersek, alışveriş özgür iradeyle gerçekleşen bir seçim olmaktan da çıkar. Eğer özgür iradeyle gerçekleşmezse, çoğu zaman kendi kişisel yararımıza da katkı sağlamaz. Bunu milyonlarca kişi ile çarptığımız zaman, elimizde hepimiz yerine karar veren bir avuç kişi olur.
Hepimizi aynı anda mutlu edecek bir durum bulmak çok zor. Bu yüzden sıradaki cümleyi sürekli doğru etmek üzere çalışmalıyız: Bir alışveriş kişisel karara bağlı olmalı.