Para geçmiş işlerimizin meyvelerini koruyabilmemiz için icat ettiğimiz bir varlıktır. Kimi zaman bu meyveler daha çok şansla elimize geçebilir; tipki başkalarından önce gizli bir gömüt bulduğumuzda olabileceği gibi. Yine de, bence, bu durumda dahi, sen başkalarının aksine, başkalarının bakmayı akıl edemediği veya reddettiği bir noktaya bakma riskini aldın, cesaretini gösterdin, ve eylemini ortaya koydun. Aldığın bu risk ve ortaya koyduğun eylemle başkalarından ziyade sen ödüllendirilmiş oldun.
Para bir emek bataryası gibidir. Onu şu anda, içine koyduğun emeğin meyvelerini gelecekte kullanabilmek için, şarj edersin.
Tıpkı elektrik bataryaları gibi, para bataryalarının da en iyileri, en kolay şekilde şarj edilebilen, en uzun süre bu şarjı içinde saklayabilen, ve en verimli şekilde içindeki şarjı tekrar açığa çıkaranlardır. Bu üç işlev (saklamak, tutmak, ve kullanmak üzere tekrar açığa çıkarmak) para hakkında konuşurken de geçerlidir. İyi nitelikte bir para kolayca elde edilebilen veya takas edilebilen, değerini uzun süre koruyabilen, ve ürün/hizmetlere yarın tekrar kolayca dönüştürülebilenidir.
O halde, kötü bir paranın niteliklerini kolayca görebiliriz: elde etmesi zor, değerini zamanla yitiren, ve ürün/hizmetlere çevirmede pahalı.
Tıpkı elektrik bataryaları sayesinde konumumuz değişse de, duvardaki prize muhtaç olmadan, elektrikli aletleri kullanabilmemiz gibi, paranın icadı da bizim şu anki ihtiyaçlarımızın ötesine geçip, zaman içerisinde gelecekteki ihtiyaçlarımızı da tatmin edebilmemizi sağladı. Sadece tüketmek yerine, üretme ve inşa etme eylemlerine geçtik.
Bu önemli bir gelişmeydi ve bizi bugüne taşıdı. Şimdi, eğer bugün elimizdekinden daha iyi bir batarya yaratmak isteseydik ihtiyacımız olan şeylere bir bakalım.