Şimdi göz önüne alacağımız ayrıntı biraz komik, ama çok önemli. Eğer bloklarımızı dizmek için Monero ağının dışında olan bir saate dayanarak ondan bloklarımıza tarih damgası yerleştirmesini istiyor olsaydık, Monero ağının dışında bu Monero saati çalıştıran kişiye güvenmek zorunda olurduk. Tek bir kişinin elinde bu çeşit hayati bir sorumluluk (ve güç) toplandığında, bu kişi kelimenin tam anlamıyla, Monero ağımız için, zamani geriye doğru çevirebilirdi, ve istediği hileli değişiklikleri gerçekleştirebilir ve, listemizde var olmayan işlemleri listeye sokabilirdi. Kulağa bilim kurgu gibi gelse de, böyle olmasının sebebi “gerçek hayatta” etrafımızdaki bütün saatlerin aşağı yukarı aynı ayarda olmalarına alışık olmamız.
Bir düşünce deneyi yapalım: günün ortasında zaman gerçekte 5 iken, etrafındaki tüm saatler zamani 3 olarak gösterse sen bunu fark edebilir miydin? Kendine mi, yoksa saatlere mi güvenirdin? Saatin değiştirildiğini fark etsen bile, bunu başkalarına kanıtlayabilir miydin?
Gerçek dünya ve gerçek saatler söz konusu olduğunda, küresel çapta 80 farklı enstitüde bulunan 400’den fazla atomik saat Uluslararası Atomik Zaman denilen saate katkı yaparlar. Bu atomik saatlerin ortalaması Uluslararası Atomik Zaman’ı oluşturur. Bu dağıtık enstitülerin hepsinin komplo yaparak zaman üzerinde oyun oynamaları zor olurdu.
Monero gibi bir kriptopara söz konusu olduğunda ise, bizim kendi kendini denetleyip düzelten, bağımsız bir saate ihtiyacımız var. Veya en azından hile hurda çabalarını fark edebileceğimiz bir saate. Daha da iyisi, ortada yalan dolan dönmeye başladığı zaman, geri kalan herkesin bu yanlışı kanıtlayabilecekleri bir saate ihtiyacımız var.
Bizim blokzincirimiz bize bunları sağlayan saatimizdir. Eklenen yeni Monero blokları saatimizin zamanı ölçüm hassasiyetini bize verecek. Her yeni blok Monero saatinde gerçekleşen bir tik-tak. Biri ardına diğerine, bağlı.