Paramızın gizlilik koruyan türden olması için, onun göndericiyi ve alıcıyı, para her el değiştirdiği seferde saklaması gerek. Fakat, aynı zamanda tutarını da saklamalı. Neden? Eğer kimin kime gönderdiğini çözemiyorsak, el değiştiren tutarı bilmek neye yarar? Eh, oldukça belirli tutarlar bireyleri açığa çıkaracak örüntüler ortaya serebilir. Bu, kişiden sabit tutarda ödeme istediğin zaman, veya başka bir adrese belirli bir tutarda para gönderip, ardından o tutarın el değiştirmesini takip ettiğin zaman ortaya çıkabilir. Burada uygulanabilecek pek çok saldırı şekli var, ve bunun yanı sıra, tutarlar açık halde iken, ağımızda paranın el değiştirme grafiği çizilebilir.
Bu sorunu çözmek için RingCT kısa adıyla bilinen, Çember Gizli İşlemler (ing.: ring confidential transactions) yöntemi kullanılır. Çok kısaca, bu yöntemle işlem içindeki tutar, kendisini açık etmeden, doğru tutarda olduğunu kanıtlayabilir. Kulağa sihir gibi gelse de sihir değil, kriptografi.
RingCT içerisinde iki matematik yöntemi kullanılır: Pedersen üstlenmişlikleri (ing.: Pedersen commitments) ve aralık kanıtları (ing.: range proofs). Bunlardan ilki göndericinin gönderdiği tutarın kilitli ve değiştirilemez olmasını sağlar. İkinicisi ise, bu saklı tutarın doğru olmayan bir miktar olarak yazılmasını engeller. Doğru olmayan tutar, örneğin, göndericinin sahip olduğundan daha fazla tutarda monero göndermeye çalışmasıdır. Bu şekilde doğru olmayan tutarların parasal işlemlerde yazılması, uygulamada “havadan monero yaratmaya” sebep olur, ve önüne geçilmezse, parasal sistemimizin iflasıyla sonuçlanır.
Sonuç olarak, elimizde kimsenin kendisine ait olmayan işlemlerde tutarlarını göremediği bir liste var. Ve artık süper gizli işlemlerimiz bloklara madenciler tarafından eklenmeye hazır. Geriye kalan, bu işlemlerin içine girmeye çalıştığı bloklarda yeterli alana sahip olmalarını sağlamak.