Eğer bir sanal para yaratacaksak sanallığın yanında getirdiği bir özelliğe karşı önlem almamız gerek. Sanal şeyler kolayca ve ücretsizce kopyalanabilir, ve bir kere kopyalandığı zaman, her kopya bir önceki aslı gibi aynı niteliktedir. Sanallık ile ilgili geri kalan her şey, mesela dünyanın bir yerinden diğer ucuna saniyeler içinde fotoğraf atabilmek, çok iyidir.

Fakat, eğer gerçek paradan söz ediyorsak, paranın sınırsızca yaratılmasını engellemeliyiz. Sınırsızca para yaratmak ilk bakışta kulağa çok iyi gelen, fakat getirdiği sonuçlarla çok da iyi olmadığı anlaşılan fikirlerdendir. Tarih boyunca sınırsız para yaratımı her seferinde o bol parayı kullanan toplumlar için kötü sonla sonuçlanan tekrarlara sahip.

Basitçe, eğer para miktarını iki katına çıkarıp satın alınabilecek ürün miktarını aynı tutsaydın, eninde sonunda ürünler için ödediğin para miktarı da iki katına çıkacaktı. Başladığın yere geri dönmüş oldun.

Örneğin, düşün ki 100 kişimiz bir adada yaşıyoruz, ve para olarak kullanabilmemiz için 100 adet pul yarattık, yani kişi başına 1 pul var. Adada bir tane elma ağacı var. Ağaç 100 elma veriyor. Eğer elmanın fiyatı 1 pul ise, hepimiz bir tane satın alabiliyoruz. Güzel.

Şimdi düşün ki, hepimiz 2’şer elma satın almak istiyoruz, ve diyoruz ki 100 tane daha pul yaratmak iyi bir fikre benziyor. Böylelikle hepimiz 2 tane elmalık pula sahip olacağız. Sonuç olarak elma başına 1 pul, değil mi? Çiftçiye gidiyoruz ve diyoruz ki, 200 elma satın alacağız. Fakat ağaçta hala sadece 100 tane elma var. Devamında ne olur?

İlk olarak, çiftçi elindeki elma ağacının bir altın madeni olduğunu düşünür, sonuçta herkes elmalarından istiyor.

Ardından iki soru ortaya çıkar:

◄ Önceki / Sonraki ►